Kıbrıs 'ta tüp bebek tedavisi deneme sayısında herhangi bir sınır bulunmamaktadır. Burada en önemli etken; Anne ve baba adaylarının tedaviye kesinlikle maddi ve manevi olarak kendilerini hazır hissettikleri sürece devam edebilirler. Yalnız, mutlaka hastaların bilmesi gereken konu, her artan başarısızlık da üzüntü, depresyon, hayal kırıklığı ve psikolojik yıpranmanın da giderek artması olacaktır. O yüzden tüp bebek tedavisi denemelerinde genellikle ilk 3 tedavide gebelik sağlanabilmektedir. Eğer, 3. denemeden sonra yine başarı sağlanamıyorsa bu durum "tekrarlayan tüp bebek başarısızlıkları" olarak adlandırılmaktadır.
İlk tüp bebek tedavisinde başarısızlık doğal bir durum olarak kabul edilmektedir. 1nci denemedeki başarısızlık 2nci tedavi için bir rehber görevi göreceği için başarı şansında herhangi bir düşme yaşanmaz. Fakat yapılan 3ncü deneme sonrasında gebe kalma yüzdesi çok düşecektir..
Kıbrıs Tüp Bebek hastanelerinde tedavi ile ilgili kaç kez deneme yapılacağı konusunda anne ve baba adayları bilgi vermenin yanısıra, doktorların tavsiyesi en fazla 6 denemedir.
Büyük bir titizlik ve ciddi uğraşlar sonucu yapılan tüp bebek tedavilerinde en ince nokta dahi, her açıdan başarı oranlarını etkileyebilmektedir. Örneğin; Baba adayının giydiği çamaşırdan tutun, anne adayının sigara dumanına maruz kalıp kalmaması vb. etkenler başarı oranlarını etkiler. Bu gibi durumlar arasında en önemlisi ise, anne adayının yaşıdır.
Tüp bebek tedavisinde, anne adayının kendisine ait yumurtalıklarından yararlanılmaktadır. O yüzden tekrardan üzerini çizmek gerekirse, anne adayının yaşı bu konuda büyük bir avantaj sağlamaktadır. Doğal yollarla yapılan gebeliklerde olduğu gibi, aynı şekilde tüp bebek tedavisinde de yaş ilerledikçe gebe kalma şansında düşme yaşanmaktadır. Eğer anne adayı 35 yaşın altında ise ve yumurtalık rezervleri iyi durumda ise gebe kalma şansı 60% - 70% civarlarında seyrederken, bu yüzdelik oran, yaş ilerledikçe düşüşe geçmektedir. 45 yaş ve üstü gibi durumda ise gebelik şansı 5% - 10% civarlarına kadar düşebilmektedir.
Evet, tüp bebek tedavi sürecinde, transfer edilen embriyo sayısı gebelik şansını büyük br oranda etkilemektedir. Ne kadar çok embriyo transfer edilirse, gebelik şansı da o derece artacaktır. Fakat, göz önünde bulundurulması gereken en önemli durum; 1 'den fazla embriyo transferi sonucunda çoğul gebeliklerin meydana gelebilme durumudur. Çoğul gebeliklerin, hem anne, hem de bebekler için büyük riskler ortaya çıkabilme sebebiyle, istenmeyen bir durum olarak kabul edilir. Bu yüzden transfer edilen embriyo sayısında yasa ve kanunlar tarafından belirli bir kısıtlama konulmuştur. 35 yaş ve altındaki anne adaylarında sadece ilk iki denemede, tek embriyo transferi yapılmaktadır. Bazı durumlarda eğer uygun şartlar görülürse sadece iki embriyo transferi yapılabilir.
Ddoğal yollarla gebe kalanların tüp bebek tedavisi yöntemiyle gebe kalanlar arasında düşük oranı aynı sayılabilecek durumdadır.
Kısırlığa sebep olan faktörler içerisinde, ikinci soruda vurgulamış olduğumuz; Anne adayının yaşı ve üçüncü soruda anlatmış olduğumuz embriyonun kalitesi gibi faktörler düşük riskinin artmasına yol açabilmektedir.
Tüp bebek yöntemi vasıtasıyla, gebeliği gerçekleşen herhangi bir hastada vajinal kanama olağan bir durum değildir. Bu gibi durumlarda hiç vakit kaybetmeden doktorunuza başvurmanızı tavsiye ediyoruz.
Ancak unutmayın, tüp bebek gebeliklerinin başında vajinal kanama ve lekelenmeler görülebilir. Bu yüzden yinede tedbiri elden bırakmamak gerektiğinden bir doktora başvurmak gerekir.
Evet, bazı tüp bebek tedavilerinden sonra geriye sağlıklı ve kaliteli embriyolar kalabilmektedir. Bu embriyoların saklanması ve ileride kullanılması mümkündür. Bu sayede anne ve baba adayları yeniden bebek sahibi olabilir ve tüp bebek merkezinde tedavilerinin tüm aşamalarını tekrar tekrar geçmek zorunda kalmayacaktır.
Dondurulmuş embriyolar, çözülme sonrası 70% - 80% civarında canlı olarak kalabilir. Bu durum ile 50% ile 60% oranında gebelik sağlanabilir.
Kesinlikle evet, çünkü anne adayının vücudunun tedavi öncesi daha güçlü ve sağlıklı olması gereklidir. Bu nedenle anne adayı gebelik için hazırlanan sağlıklı vücut sayesinde, tüp bebek tedavisi süresince daha rahat geçirmesini sağlar, ve sağlığı bozulmaz.
Bu yüzden; tüp bebek tedavisi döneminde olan yada tüp bebek tedavisine başlamayı düşünen anne adaylarına genellikle Akdeniz tipi beslenme şekli önerilmektedir.
Yüksek başarı için eğer anne adayının ciddi anlamda kilo problemi var ise; Tüp bebek tedavisi öncesinde bu kilolarını vermesi, başarıya ulaşma şansını arttırmaktadır. Aynı şekilde aşırı derece zayıf olan anne adaylarının da ideal kiloya gelmesi önemlidir. Bu sayede kullanıılacak ilaçların dozları normale seviyeye dönerek, düşük yapma riskini azalacaktır. İdeal kilonuzdaysanız, vücudunuz gebelik için kendini daha rahat hissederek daha iyi hazırlayacaktır.
Anne ve baba adaylarının en çok merak ettiği ve sormaya en çok çekindikleri sorulardan birisi ise de; Embriyo transferinden sonra cinsel ilişkide durumlarıdır.
Cinsel ilişkiyle, transfer edilen embriyoda herhangibir engel teşkil etmez.
Fakat, yumurta toplama aşamasından sonra yumurtalıklar halen çok büyük kalabilir. İlaç kullanımı ve yapılan işlemler yüzünden, cinsel ilişkiden hemen sonra kanamalar ve lekelenmeler meydana gelebilmektedir. Bu yüzden anne ve baba adayı bir endişe hissi duyabilir veya vicdan azabı çekebilir. Bu gibi lekelenmelerin büyük bir çoğunluğu daha öncede belirttiğimiz gibi, genellikle yumurtalıkların halen çok büyük olmasından kaynaklanmaktadır.
Genellikle, tedavi süresince, transfer edilen embriyodan sonra anne adayları yatma ve hareket etmeme vb. gibi durumlara eğilim gösterir. Hatta bazı anne adayları kendini tamamen yatağa hapseder. Fakat, anne adayının embriyo transferinden sonra günlük rutin işlerine devam etmesi, kısa yürüyüşler yapması, kendisini yormayacak derecede egzersizler yapması ve örneğin masanın üzerinden su dolu sürahiyi alması gibi faaliyetler gebe kalmasında bir saklınca oluşturmaz. Hatta tam tersi, kendisi eğer sürekli olarak yatağa bağımlı hale geldiyse, bu psikolojik açıdan strese girmesine sebep olabilir.